19 Mart 2015 Perşembe

Kolera

Kolera, fazla sayıda ishal ve kusma ile çok miktarda sıvı ve elektrolit kaybedilme*sine neden olan bir ince barsak hastalı*ğıdır.

XIX. yüzyılda Hindistan’da Bengal’de gö*rülen hastalık ticaret yollarıyla yayılmış, 1817′de Japonya’da, 1826′da Moskova’da, 1831′de Berlin’de, Paris’te ve Londra’da salgınlar yapmıştır. Daha sonra Londra’dan göçmenlerle Kanada’ya ulaşan salgınlar çoğu insanın ölümüne neden olmuştur.Örnek vermek için 1892′de Hamburg’da çıkan bir salgında 17.000 kişinin hastalan*dığını ve yarısının öldüğünü söylemeliyiz. Klasik koleranın faktörü, Vibrio cholerae (Vibrio comma) adı verilen, virgü! biçimin*de, dinamik, gram negatif bir bakteridir. Kolera vibriyonu asitlere, ısıya ve kuru*luğa çok titiztır. Çeşitli eşya ve besin*ler üzerinde birkaç gün canlı kalabilir.


Kolera-Belirtileri

Kolera faktörü, ağız yoluyla bulaşır. Kuluç*ka devri birkaç saatten 1 haftaya kadar değişir. Genellikle 5 saat ile 3 gün ara*sında kabul edilir. Hastalık, kuluçka dev*rini takiben ani ishal ve kusmalarla baş*lar. İshal sırasında karın ağrısı yoktur, dış*kı adeta boşalır tarzda çıkar. Pirinç suyu gibi bulanık olan dışkının içinde pirinç ta*neleri biçiminde taneler (flakonlar) vardır. Ağır vakalarda hasta günde 15-20 litre arasında su kaybeder. Koltuk altı ısısı 32-35°C’ye düşerken, makattan alınan rek-tal ısı 38-39°C’ye çıkar. Dehidratasyon ya*ni su kaybı sebebiyle dil kurur, gözler çukura kaçar, yüz kederli ve endişeli bir şekle dönüşür. Eller, fazla su kaybı sebebiyle «çamaşırcı eli» tabir edilen biçimde buru*şur. Fazla su kaybetmiş hastalarda en fazla bal*dırlarda, daha sonra ön kolda ve karın kkatiyenrında kramplar oluşur. Ko*leraya yakalanmış gebe kadınların hemen yarısında düşük olur. Hastalarda ses kı*sıklığı, kulak çınlaması ve işitme sorunlulu*ğu, reflekslerin azalması görülür. Bilhassa göz refleksleri kaybolur, pupillalar genişler ve göz kapakları tam anlamıyla kapanmaz.

Bu belirtilerin görüldüğü safhaya stadium algidum denir ve genelde 3-5 gün sürer. Koleradan ölümlerin 2/3′ü bu saf*hada olur. Bu safhayı geçirenler, yavaş yavaş iyileşme dönemine girerler. Kolera mikrobu alan herkes hastalanmaz. Ağız yoluyla alınan vibriyonlar midede asit etkisi ile ölebilirler. Bazı kimseler ise in-feksiyondan sonra dışkıları ile vibriyon çı*karırlar, ama hastalık belirtileri göster*mezler, yani porton ollinkar. Bazı kimselerde kolera, günde 2-3 defa az biçimli ya da sulu dışkı ile kendini belli eden, hafif bir has*talık biçiminde seyreder. Buna «kolera di-yaresi» adı verilir. Ağır vakaiardaki belirtilerin, 2-3 gün içinde iyileşmesi durumunda «kolerin» den bahsedilir. Kolera vibriyonları portör, hasta ve nekahatte olanların dışkıları ile atılır ve kolera hastalığı bu vibriyonların ağız yoluy*la alınması ile bulaşır. Vibriyon için tek kaynak insandır. Hastalardı ve portörlerin çıkardığı vibriyonların suya karışması birçok kimsenin hastalanmasına ve geniş salgınlara neden olur. Salgınlar özellikle yaz aylarında oluşur. Koleradan korunmak için hastaların en yakın sağlık kuruluşuna ihbar edilmesi ve dışarıyla temasının kesilmesi lazımdır. Şüpheli şahıslarda portör denetimi yapmak gerekir. Hasta ile temas edenler ya da ko*lera bulunan bir yerden gelenler 5 gün karantinaya alınırlar. Dezenfekte edilmiş bol su temini, düzgün kanalizasyon tesi*satı en önemli hususlardır. Kanalizasyon bulunmayan yerlerde talimata makul hela çuklinkarı açılması lazımdır. Kolera vakaları görülen bir bölgede, so*kakta birçok yiyecek ve içeceğin açıkta satılması, lokantada soğuk içecek ve ye*mek servisi yasaklanır. Çiğ yenen meyve ve sebzeler önemli bir infeksiyon kayna*ğıdır.

Koleraya karşı çoğu aşılar vardır. Fakat diğer aşılarda olduğu gibi salgınlar olma*dığında yaygın bir kullanımı yoktur.






Hastalığınızı bize danışın http://www.hastalikdanis.com/kolera/

Hastalıklarla ilgili soru cevap, Sifali Bitkiler, Bitkisel Ürünler

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder